İşletme okumak güzeldi. Bu konuda bir problemim yok. İyi ki de nasip olmuş.
Eğitim süresince çeşitli derslerde çeşitli kurumlar ve işletmeleri örnek olarak inceledik, en yüzeysel boyutuyla. O boyutta hepsi öyle kurumsaldı ki. Bilemezdik gidip görmeden.
Kurumsallık şirketin kurulduğu günden itibaren hayata gelen bir kavram. Şirket kurumsallaşarak mı büyür, yoksa büyüdükçe mi kurumsallaşır? Cevabı size kalmış.
Kurumsallaşma bitmeyen bir süreç. İçinde onlarca öğe barındırıyor. Biz sanıyoruz ki büyük şirketler, çok kar edenler harika bir kurumsal yapıya sahip. Gidip sorsanız yeni açılan pozisyonlarının görev tanımı daha yapmamışlardır. heybetli binaların içinde "açık iletişim", "yatay hiyerarşi" diyerek afili terimlerle laubali tavırları meşrulaştıranları konuşmama bilmem gerek var mı? Ya da kurumsallaşmayı logodan, misyon ve vizyondan ibaret bir kimlik oluşturma çerçevesine sıkıştıranlara ne demeli?
Kurumsallık, kararlılıktır, örgütsel dengedir. Saygıdır, saygınlıktır, seviyedir. Benim algıladığım, öğrendiklerim sonucu zihnimde canlandırdığım tanıma bunlar giriyor. Haddim değil bir iddiada bulunmak zaten.
Yine fikrimce kurumsallıktan nasibini alamayanlar değişimi de yönetemezler, ki bu bambaşka bir konu.
Demem o ki; gözümüzde büyüttüğümüz kadar değil hiçbir kurum ve hiç kimse. İşler bir şekilde yürüyor. O kadar.
(Önceki blogumdan aktarılmıştır. (2013-02-22 00:58:00) http://seymaustun.blogcu.com/kurumsal-kurum-san/13423838 )
Kesinlikle katılıyorum bu söylediklerinize, ellerinize sağlık. Örneğim kurumsal zannettiğimiz, insan kaynakları direktörü, onun altında insan kaynakları müdürü, onun da altında sorumlusu çalıştırıp, bir iş görüşmesinin ardından olumlu ya da olumsuz yanıt vermeye tenezzül bile etmeyen nice şirketler gördüm. Nerede kaldı insana saygı, nerede kaldı kurumsal kültür? Her şey yine bilinen o kafakol ilişkileriyle yürütülüyor maalesef çoğu şirkette..
YanıtlaSilTeşşekür ederim. Benim de çok rahatsızlık duyduğum bir durum, iş görüşmelerinin ardından yanıt vermemeleri.
Sil