Ana içeriğe atla

Lisans Biter, Herkes Gider...



Romantik bakış açım, İskender Pala ile süslediğim kalemimle sayfalarca yazabilirim bu konuda ama yazmayacağım, o kadar derin duygusala gerek yok. 
Bu gün 5 yıllık lisans maceramızın son final sınavını geçirdik bu gün. Bu konudaki duygu ve düşüncelerim bana kalsın istiyorum :). Gariptir ki kimse de o veda havası yoktu. Tek ders sınavı olmasından dolayı falan değil, bence henüz farkında değiliz. Hani herkes evine gidip geri dönmeyecek ya, işte o zaman gerçekler meydana çıkacak. 
Yaşadığımız şehirde üniversite okumanın en kötü yanı bu sanırım; anıların hiç solmayacağı yerde, geri gelmeyecek günleri canlı canlı yaşamak her seferinde. Ve özlemek. Sevdiğimiz sevmediğimiz her şeyi. Lanet ettiğimiz sınavları, sabahladığımız ödevleri, rezil ettiğimiz sunumları. Her şeyden öte, birlikte paylaşılan duyguların, ayrı koşturmalar içinde sürüp gidecek hayatlarımızdan, yılda yalnızca bir kaç kez çalınabilecek bir kaç güne sığdırılması en zoru olacak. Bu konuyu daha fazla uzatamıyorum.. 
Bizim sınıfız birlik olmadı belki hiç, samimiyetten uzak 4 yılı geçirdik. Ama her şeye rağmen ortak bi amacı benimseyip o amaç uğrunda benzer değerleri paylaştık. Hiç bir şeyin önemi yoksa da nacizane fikrim, ilerde bir gün yollarımız kesiştiğinde birbirimizden bir selamı esirgememeliyiz.
İzmir ve ben, gidecek tüm arkadaşlarımı buğulu gözlerle uğurluyorum yavaş yavaş..  Her biriniz, uzak ya da hayatıma katılan bir değer ve bir bakış açısı olduğunuz. Rabbim hem özel hem de iş hayatınızda huzuru ve mutluluğu üzerinizden eksik etmesin.
Artık mezunuz.
(Önceki blogumdan aktarılmıştır. (2012-06-09 00:43:30) http://seymaustun.blogcu.com/lisans-biter-herkes-gider/12627130 )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unvan Delisi

Başlık unvan delisi çünkü durumun en net ifadesi bu. Twitter hesabında herkes CEO. İşin ilginci gerçekten bir şeyler yapanların, küçük ya da büyük kendi işini başarıyla yürütenlerin tevazusu. Kurucu kelimesi bile yok çoğunda. Peki hiç kimseyken hatta çabalamazken kendine unvan yakıştırmak niye? Ben bunu gerçekten anlayamıyorum. 1. sınıftan, mezun olana kadar Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini sayısal olmayan her derste neredeyse gördük, görmediysek değindik. 5 kategoride olan bu ihtiyaçlar tamamlandıkça bir üst seviyedeki ihtiyacı tatmin etme arayışına girmek olarak açıklayabilirim kendimce. 1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım) 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği) 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık) 4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı) 5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erd

2. El Alışveriş Üzerinden Farkındalık

Covid-19'un hayatımıza girmesiyle başlayan karantina süreci, çoğumuz için bir farkındalık dönemi haline geldi. Aslında ikinci bir ayakkabıya ihtiyacımız olmadığını bir an için bile olsa düşünmedik mi? Tabi bu böyle sürmeyecek. Pandemi bittikten sonra tüketim alışkanlıklarımıza geri dönmekle kalmayıp, bir süre markaların satış rakamlarında ciddi artışlar olacağı öngörülüyor. Viyana’da açıldığı gün Louis Vuitton mağazasının önündeki kuyruk, Hermes’in tek mağazasıyla Çin’de şimdiye kadarki en yüksek satış rakamına ulaşması da varsayımları doğrular nitelikte. Tüm bu tüketim çılgınlığı içinde büyüyen bir diğer pazar; 2. el ürün satış siteleri. Biraz hafızanızı zorlarsanız çocukluğumuzdaki Amerikan filmlerinden ‘garaj satışı’ olarak adlandırılan sahneleri hatırlarsınız. Ülkemizde ikinci el alışveriş fikrinin ev ve arabanın dışına çıkması ise uzun zaman sürdü. Şimdi genel bir bakış atalım; son verilere göre mobil telefon abone sayısı 83 milyon civarında. Z kuşağı ise 15 milyon kişil

Hatırımda

Bir güzelfikirle korona günlerinde karşınızdayım. Ben ağustosun ortasından beri evde olduğumdan karantina benim hayatımda bir değişiklik yapmadı. Yoksa bol bol okuyup yazmak için yeni fikirler için ve daha bir çok şey için mükemmel bir fırsat şu karantina. Ama yine de keşke her şey eskisi gibi olsa da fırsat bulamasak bu saydıklarıma. İnşallah o günler geri gelecek.. Dönelim fikrime. Aylar oldu fikrim bana geleli gerçi, her neyse.  Ben aradım taradım bulamadım bir online anı defteri uygulaması. Memono var ama sadece Apple cihzlardan bağlanılıyor. Yani android koca bir boşluk. iPhone ile olan bağlarımı koparınca ipade indirmek durumunda kaldım uygulamayı ama ipadde resimler olmuyor, ve yazı yazmak bana daha zor geliyor. Sonuç olarak memono öylece duruyor.  Peki bence ne olmalı; *Mail adresi ile uygulamadan ve tarayıcıdan bağlanılabilir bir uygulama erişim kolaylığı sağlar. Cihaz değişimde veri kaybı yaşanmamış olur.  *30 yaş altını hedefliyorum. *Gençler, bu uygulama ile k