Ana içeriğe atla

Logaritmik Yaklaşım



Tivilog. Bu isim sosyal medya tabanında televizyonun logaritmasını almak gibi geliyor bana. Yanlışım varsa logaritmayla arası iyi olan arkadaşlar düzeltebilir beni. Tivilog hayatımıza yeni katılan bir platform, ikincil ekran diye tanımlıyor kurucuları ve biraz foursquare mantığıyla çalışıyor. 
Tivilog'a facebook ya da twitter hesabı ile bağlanmanız mümkün. Sonra izlediğiniz programa check-in yapıp 1 puan kazanıyorsunuz ve Tivilog'un iş ortağo olduğu kanallardan rozet kazanıyorsunuz, yorum yaparsanız yine 1 puan hatta facebook ya da twitter'da da paylaşırsanız +1 puan. Aslında kullanması hayli eğlenceli, özellikle tv izleme oranınız yüksekse. Çünkü karşınıza süprizler çıkabiliyor. Seksenler ekibini ziyaret eden şanslıları kıskanmamak mümkün değil mesela. Şimdi sırada Serdar Kuzuloğlu ile yemek şansı var. 
Euro 2012'yi de es geçmedi Tivilog ve belirlediği kritelerde yine hediye verdi kullanıcılarına. Bir de uzun vadeli bir heyecan yaratmış durumdalar, arkadaşını getirene hediyeler var. Eylüle kadar vakit vermişler hem de. 
Kurucu ortak ve Ceo Murat Buyurgan, yeni yayına girecek dizi ve filmler için önizleme, film fragmanları ve dizilerin yeni bölüm tanıtımları gibi video izleme özelliklerinin çok yakında başlayacağını konuk olduğu televizyon programında belirtmiş. 
Tivilog'un henüz IOS ve Android uygulaması yok ama geliştiriyorlar. Fazla uzun sürmez kavuşmamız diye düşünüyorum. 
Tivilog bence son zamanlardan yapılan güzel girişimlerden biri. Pc kucağımızda Tv karşısında otururken Tivilog'a girmek Tv rehberine girmek gibi bir şey oluyor çünkü anasayfada öneriler karşılıyor sizi. Programlara tek tek tıklayarak günü ve saatini de öğrenebiliyorsunuz.
Tivilog'un zamanla çok daha fazla ortakla daha güçlü ve daha popüler olacağını düşünüyorum. Darısı diğer girişimlerin başına. 
( Önceki blogumdan aktarılmıştır. (2012-06-18 02:01:00) http://seymaustun.blogcu.com/logaritmik-yaklasim/12665901 )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unvan Delisi

Başlık unvan delisi çünkü durumun en net ifadesi bu. Twitter hesabında herkes CEO. İşin ilginci gerçekten bir şeyler yapanların, küçük ya da büyük kendi işini başarıyla yürütenlerin tevazusu. Kurucu kelimesi bile yok çoğunda. Peki hiç kimseyken hatta çabalamazken kendine unvan yakıştırmak niye? Ben bunu gerçekten anlayamıyorum. 1. sınıftan, mezun olana kadar Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini sayısal olmayan her derste neredeyse gördük, görmediysek değindik. 5 kategoride olan bu ihtiyaçlar tamamlandıkça bir üst seviyedeki ihtiyacı tatmin etme arayışına girmek olarak açıklayabilirim kendimce. 1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım) 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği) 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık) 4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı) 5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erd

2. El Alışveriş Üzerinden Farkındalık

Covid-19'un hayatımıza girmesiyle başlayan karantina süreci, çoğumuz için bir farkındalık dönemi haline geldi. Aslında ikinci bir ayakkabıya ihtiyacımız olmadığını bir an için bile olsa düşünmedik mi? Tabi bu böyle sürmeyecek. Pandemi bittikten sonra tüketim alışkanlıklarımıza geri dönmekle kalmayıp, bir süre markaların satış rakamlarında ciddi artışlar olacağı öngörülüyor. Viyana’da açıldığı gün Louis Vuitton mağazasının önündeki kuyruk, Hermes’in tek mağazasıyla Çin’de şimdiye kadarki en yüksek satış rakamına ulaşması da varsayımları doğrular nitelikte. Tüm bu tüketim çılgınlığı içinde büyüyen bir diğer pazar; 2. el ürün satış siteleri. Biraz hafızanızı zorlarsanız çocukluğumuzdaki Amerikan filmlerinden ‘garaj satışı’ olarak adlandırılan sahneleri hatırlarsınız. Ülkemizde ikinci el alışveriş fikrinin ev ve arabanın dışına çıkması ise uzun zaman sürdü. Şimdi genel bir bakış atalım; son verilere göre mobil telefon abone sayısı 83 milyon civarında. Z kuşağı ise 15 milyon kişil

Hatırımda

Bir güzelfikirle korona günlerinde karşınızdayım. Ben ağustosun ortasından beri evde olduğumdan karantina benim hayatımda bir değişiklik yapmadı. Yoksa bol bol okuyup yazmak için yeni fikirler için ve daha bir çok şey için mükemmel bir fırsat şu karantina. Ama yine de keşke her şey eskisi gibi olsa da fırsat bulamasak bu saydıklarıma. İnşallah o günler geri gelecek.. Dönelim fikrime. Aylar oldu fikrim bana geleli gerçi, her neyse.  Ben aradım taradım bulamadım bir online anı defteri uygulaması. Memono var ama sadece Apple cihzlardan bağlanılıyor. Yani android koca bir boşluk. iPhone ile olan bağlarımı koparınca ipade indirmek durumunda kaldım uygulamayı ama ipadde resimler olmuyor, ve yazı yazmak bana daha zor geliyor. Sonuç olarak memono öylece duruyor.  Peki bence ne olmalı; *Mail adresi ile uygulamadan ve tarayıcıdan bağlanılabilir bir uygulama erişim kolaylığı sağlar. Cihaz değişimde veri kaybı yaşanmamış olur.  *30 yaş altını hedefliyorum. *Gençler, bu uygulama ile k