Ana içeriğe atla

İndirimin Pincesi



Gün geçmiyor ki yeni bir entegre uygulamayla karşılaşmayalım. 1V1Y.com tweetsale uygulamasından sonra bu kez de en renkli sosyal ağımız pinteresti kullanarak "pindirim" adlı bir uygulamaya başlamış. Pinlemek fiiline yeterince alıştığımız için pindirim kelimesini de çabuk kabullenebileceğimizi düşünüyorum ki işin ucunda indirim olan her şeye karşı yüksek zaaf genlerine sahibiz.

http://pindirim.1v1y.com/ adresine girdiğinizde en başta en çok pinlenen ürünü görüyorsunuz. Sayfanın altlarında diğer ürünler de mevcut. "Pindirim Nedir?" yazısına tıkladığınızda, bence sevimsiz, bir videoyla karşı karşıya kalacaksınız. Resimlere tıklamanız sizi ürünün sayfasına ulaştırmıyor, çünkü o ürünler şu an satışta değil. tweetsale uygulamasının aksine daha uzun bir vakit beklemeniz gerekmekte, süre bitene kadar. Süre sonunda ne olacak onu henüz bilmiyorum, bitmesine var daha. Bekleyip göreceğiz birlikte.

"Sevgilim Alsın" butonuyla da geçtiğimiz ay dikkatleri üzerine çekmişti 1V1Y. Ekibi takdir ediyorum, çok iyi çalışıyorlar. Hergün karşılaştığımız şeyler yapmıyorlar en azından.

Maliyeti en düşük reklamlar, en büyük tavsiye kanalı olan sosyal medya aracılığıyla oluyor. Bu yukarıdaki ceket, öncelikle İpekyol, kalitesine güvendiğimiz bir marka, indirimde arzulanacak bir ürün. Pinlemede bir sakınca yok, zaten hemen hemen her kullanıcının "moda" ile ilintili bir panosu vardır. Matematiksel hesabını yapamayacağım ama her bir pinlemenin ulaştığı kullanıcı sayısı katlanarak artıyor.

Private Shopping markaları yerini az çok sağlama aldı artık. Belli bir güven ortamı oluştu. Hızlı ve zamanında gönderiler, iade politikalarındaki rahatlıklar bu zeminin hazırlanmasına yardım etti muhakkak. Tabi yine de Markafoni'nin tek sepette çok marka uygulamasının yeri ayrı :). Piyasanın kaymağını en çok kim yedi bilmem, ama yetinmeyi bilmeyen genlerimiz sayesinde hepsine üye olduk, denedik, sevdik. Belli bir müşteri sadakatine eriştiklerini düşünüyorum. Bu tarz uygulamalar, hem daha çok müşteriyi cezbediyor, markaya kendini hatırlatma şansı veriyor, hem de farklılık oluşturmasına sebep oluyor.

Bir şey daha, bukombin.com'un devasa bilboard ve duvar reklamları beni çok şaşırtmıştı, neden bilmiyorum :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Tweet Siliyorlar!

31 Mart gecesi saatleri ileri aldık malum. Twitter'da geyikler dönerken, faydalı tweetler de atılmıyor değildi. NTV de bunu yapmak istedi. Sadece hatırlatmaktı niyeti. "Saatlerinizi geri almayı unutmayın" yazdı. Olabilir. Sonuçta bir insan sosyal medya sorumlusu. Şaşırabilir. Ama ne oldu, tweeti sildi. Olması gerektiği gibi yazdı. Demem o ki, silmeyeydi iyiydi. Onlarca alternatif cümle ile durumu kurtarabilirdi. Esprili bir dille toparlayabilirdi. Sanırım panik yaptı. Eli ayağına dolaştı. Sil tuşuna sarıldı. Napalım. Oldu bir kere. Takipçiden kaçmaz. Daha ne diyeyim.

Unvan Delisi

Başlık unvan delisi çünkü durumun en net ifadesi bu. Twitter hesabında herkes CEO. İşin ilginci gerçekten bir şeyler yapanların, küçük ya da büyük kendi işini başarıyla yürütenlerin tevazusu. Kurucu kelimesi bile yok çoğunda. Peki hiç kimseyken hatta çabalamazken kendine unvan yakıştırmak niye? Ben bunu gerçekten anlayamıyorum. 1. sınıftan, mezun olana kadar Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini sayısal olmayan her derste neredeyse gördük, görmediysek değindik. 5 kategoride olan bu ihtiyaçlar tamamlandıkça bir üst seviyedeki ihtiyacı tatmin etme arayışına girmek olarak açıklayabilirim kendimce. 1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım) 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği) 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık) 4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı) 5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erd...

İş Aşkı

Mezuniyet kapıya dayanınca hep aynı soru yağmur gibi yağıyor etraftan: " eee ne yapacaksın, iş başvurusunda bulundun mu hiç?", "işletme mezunları ne yapar ki? bak falanca banka girdi pek rahat.", "aa pazarlama mı, arabayla gezcen mi de kız işi mi o?"... böyle uzayan bir liste, sanki bizim içimizde fırtınalar kopmuyormuş gibi, dış sesler olmadan diplomayı alıp evin duvarına asma planları yapıyormuşuz gibi baskı hep baskı. Mahalle baskısı işte alın size.  Tabii ki hepimizin hayalleri var, kariyer yapmak istediğimiz alanlar var. Tabii ki kendi paramızı kazanıp, hayat standardımızı ve statümüzü yükseltmek istiyoruz. Maslov'un hiyerarşisinin tepesinde hepimizin gözü, itiraz etmeye gerek yok.  Bu konuya nereden geldim onu açıklayayım. Son 4 finalim kalmasıyla alakası yok tabii ki(!). Bu gün alttan dersim maliyet muhasebesinin sınavı vardı, bir de sosyal medyada pazarlama raporumun teslimi. Pazartesiden beri boşum. Maliyete tek gün ayırdım, kalan gü...