Ana içeriğe atla

İlgi Çekici Adı ile Pinterest



2011 sonlarında hayatımıza giren, odağında daha çok resim imleme olan Pinterest'in ben en çok adını seviyorum. Pin your Interests gibi bir şey düşündüler herhalde, ya da Picture of Interest. Bunu araştırdım biraz ama bir şey çıkmadı karşıma, sonuçta bende uyandırdığı algı bu oldu. Zaten amacı da dünya çapında, insanların ilgilendiklerini paylaşarak birbirleriyle iletişim kurmaları olarak sitesinde yazıyor. 
İlk başlarda kullanıcı sayısı azdı tabi ki, ama en çok ilgimi çeken ve takdir ettiğim mobilya firmalarının Pinterest'i etkin olarak kullanması oldu. Gerçekten onlar için çok uygun bir reklam aracı oldu Pinterest. Aynı şekilde moda bloggerları ve DIY bloggerları için de biçilmiş kaftan. Bloglarında paylaştıklarını, Pinterest panoları oluşturarak imleyebiliyorlar ve Pinterest kullanıcıları arama yaptıklarında, ki bu noktada anahtar kelimelerin kullanılması çok önemli, bu paylaşımlara erişebiliyorlar. Buna bağlı olarak aslında kişileri değil ilgi alanlarımızı araştırıyoruz orada. Girişte aşamasında da bunlar soruluyor zaten. 
Yine bununla bağlantılı olarak aslında kişi bazlı arama ilk başta arka plana düşüyor. Tabi ki Markafoni'nin de Pinterest'te olduğunu duyunca arayıp takip etmeye başladık ama Facebook mantığından bu noktada ayrıldığını düşünüyorum. 
Her sosyal ağda olduğu gibi Pinterest de pazarlama alanında önemli bir konumda aslında. Şahsi reklam olarak bakarsak, bence işe alım süreçlerinde kişinin Pinterest hesabı incelenerek de onun hakkında genel bir kanıya varılabilir. Mobilyacılar dedik üstte yine onlara gelelim. Sadece kendi ürünlerini pazarlamak için kullanmıyorlar panoları. Evet tabi ki genç odaları, yemek odalar vs. ayırdıkları panolar da var ancak Gitmek İstediğim Yerler adı altında ülkelerden resimlerin olduğu ya da farklı tasarımcılardan olan tasarımları paylaştıkları panolar da olabiliyor. Çünkü sürekli reklam dayatmak takdir edersiniz ki sıkıcı oluyor. Global markalara baktığımızda farklı dillerde hesapları olduğunu görüyoruz. 
Tabi ki bunları Pinterest'te imlemek yeterli değil. Entegrasyon şart. Tabii ki Facebook ve Twitter ile. Ama kesinlikle takipçileri bıktırmadan, öne çıkacak bazı ögeleri entegre ederek dikkat çekilmeli. 
Asıl sıkıntıya gelince, şahsi olarak Pinterest'i ilk günlerdi gibi hevesli kullanamıyorum. Tabi ki yine eğleniyorum ama beni bu yazıyı yazmaya iten sebep olan aslında kurumsal kullanım açısından çok daha elverişli düşüncesi bireysel olarak uzaklaştırdı kullanımdan. Bir ürünüm olsa ya da kurumsal bir kimliğim, daha etkin kullanabilirim gibi geliyor. Ama takip etmek gerçekten güzel, birden fazla sevdiğiniz şey dünyanın her yerinden önünüze diziliyor. Tekrar etkin kullanan tüm kurumları tebrik ediyorum şahsım adına. Yine abarttım yazma olayını ama son bir şey, para konuşmayı sevmediğimden Pinterest'e yapılan son yatırıma artık siz bir göz atarsınız. 
(Önceki blogumdan aktarılmıştır. (2012-05-28 23:48:42) http://seymaustun.blogcu.com/ilgi-cekici-adi-ile-pinterest/12553619)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Unvan Delisi

Başlık unvan delisi çünkü durumun en net ifadesi bu. Twitter hesabında herkes CEO. İşin ilginci gerçekten bir şeyler yapanların, küçük ya da büyük kendi işini başarıyla yürütenlerin tevazusu. Kurucu kelimesi bile yok çoğunda. Peki hiç kimseyken hatta çabalamazken kendine unvan yakıştırmak niye? Ben bunu gerçekten anlayamıyorum. 1. sınıftan, mezun olana kadar Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini sayısal olmayan her derste neredeyse gördük, görmediysek değindik. 5 kategoride olan bu ihtiyaçlar tamamlandıkça bir üst seviyedeki ihtiyacı tatmin etme arayışına girmek olarak açıklayabilirim kendimce. 1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım) 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği) 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık) 4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı) 5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erd

2. El Alışveriş Üzerinden Farkındalık

Covid-19'un hayatımıza girmesiyle başlayan karantina süreci, çoğumuz için bir farkındalık dönemi haline geldi. Aslında ikinci bir ayakkabıya ihtiyacımız olmadığını bir an için bile olsa düşünmedik mi? Tabi bu böyle sürmeyecek. Pandemi bittikten sonra tüketim alışkanlıklarımıza geri dönmekle kalmayıp, bir süre markaların satış rakamlarında ciddi artışlar olacağı öngörülüyor. Viyana’da açıldığı gün Louis Vuitton mağazasının önündeki kuyruk, Hermes’in tek mağazasıyla Çin’de şimdiye kadarki en yüksek satış rakamına ulaşması da varsayımları doğrular nitelikte. Tüm bu tüketim çılgınlığı içinde büyüyen bir diğer pazar; 2. el ürün satış siteleri. Biraz hafızanızı zorlarsanız çocukluğumuzdaki Amerikan filmlerinden ‘garaj satışı’ olarak adlandırılan sahneleri hatırlarsınız. Ülkemizde ikinci el alışveriş fikrinin ev ve arabanın dışına çıkması ise uzun zaman sürdü. Şimdi genel bir bakış atalım; son verilere göre mobil telefon abone sayısı 83 milyon civarında. Z kuşağı ise 15 milyon kişil

Hatırımda

Bir güzelfikirle korona günlerinde karşınızdayım. Ben ağustosun ortasından beri evde olduğumdan karantina benim hayatımda bir değişiklik yapmadı. Yoksa bol bol okuyup yazmak için yeni fikirler için ve daha bir çok şey için mükemmel bir fırsat şu karantina. Ama yine de keşke her şey eskisi gibi olsa da fırsat bulamasak bu saydıklarıma. İnşallah o günler geri gelecek.. Dönelim fikrime. Aylar oldu fikrim bana geleli gerçi, her neyse.  Ben aradım taradım bulamadım bir online anı defteri uygulaması. Memono var ama sadece Apple cihzlardan bağlanılıyor. Yani android koca bir boşluk. iPhone ile olan bağlarımı koparınca ipade indirmek durumunda kaldım uygulamayı ama ipadde resimler olmuyor, ve yazı yazmak bana daha zor geliyor. Sonuç olarak memono öylece duruyor.  Peki bence ne olmalı; *Mail adresi ile uygulamadan ve tarayıcıdan bağlanılabilir bir uygulama erişim kolaylığı sağlar. Cihaz değişimde veri kaybı yaşanmamış olur.  *30 yaş altını hedefliyorum. *Gençler, bu uygulama ile k