Bu bizim ufaklık. Şımarık prensesimiz. Gözbebeğimiz. Mutluluk kaynağımız.
O bir Z kuşağı. Onun bir ipad parmağı var. Televizyona dokunmatik muamelesi yapanlardan. Pepe’ye dair dünyası olanlardan. Tom ve Jerry saflığının ne demek olduğunu bilmeyeceklerden.
Resimden anlaşıldığı gibi ekranlar onun hayatının vazgeçilmezi. Tabletini asla paylaşmıyor kimseyle. Kimin elindeyse alıp başka bi yere bırakıyor, dönüp gidiyor sonra. Diğer tüm telefon ve bilgisayar gibi cihazları da tekeline alıyor. Ve onu kim bilgisayar başına götürürse onun kucağından inmiyor.
Resmi ayrıntılandırmak istiyorum. Önünden almanız mümkün değil. Başında 5 dk. duruyor. Kalkıp geziyor sonra çünkü herkesi kontrol etme ihtiyacı duyuyor. Bu arada kalkmışken benim telefonumu bulup getiriyor bana Murat Dalkılıç açıyorum ben ona elinde onunla geziyor. Şarkı değişir de beğenmediği bir şey çıkarsa da geri getiriyor. Sonra yine resimdeki yerini alıyor.
O ekran bebeği. Hayatı parmağının ucunda tanımaya başladı. Birden fazla uyarıcıyı aynı anda algılayıp süzgeçten geçirip ayrıştıran bir neslin parçası. Robotla arkadaşlık etse yadırgamayacaklardan.
Özgür. Önüne koyulan oyuncakların içinden hangisini seçerse o alınıyor.
Değişim; o ve kuşağının beklentisi. Standart ve stabil şeyleri onlara pazarlayamazsınız.
Onları kandıramazsınız. Her şeyin farkındalar. Sizden vazgeçmeleri birkaç saniye sürecektir.
Hep daha iyisini ve daha fazlasını isteyecekler. Zor bir kuşak gelmiyor mu sizce de?
(Önceki blogumdan aktarılmıştır. (2013-01-21 02:42:00) http://seymaustun.blogcu.com/dunya-parmagimda/13355469 )
Yorumlar
Yorum Gönder