Ana içeriğe atla

Çanlar Kimin İçin Çalıyor?



Dün bu saatlerde (şu an saat 00:05) bugünden daha coşkulu onbinlerce insan vardı.. bir kaç dakika önce herkes en yakınındaki sevdiğine sarılmıştı, birbirlerine hediyelerini vermişlerdi, müzik ve havai fişeklerin esşliğinde dünyanın derdi tasası son bulmuştu. İyi de tam olarak neyi kutlamışlardı? Dünden bugüne değişen neydi? Dertler geri gelmedi mi?
Cüneyt Özdemir bir tweet atmış "Yine de bizde yeni yılın coşkusu çok farklı.. Burada Christmas denilince kutlama işi bitiyor. Yeni yıl biraz formalite gibi kutlanıyor..." diye Londra'dan. Ne de olsa inanç temelinde oluşturulmuş bir gün yeni yıla giriş. Christmas tatili yapıyorlar, partiler oluyor bunlar bildiğimiz şeyler, ama bizdeki durum daha farklı. Öncesinde tatilimiz yok, 1 Ocak dinlencesi var. Sonuçta gün kopma günü. Zaten olay da burda kopuyor. Eğlenmeye bahane arayan bir milletiz, enerjimiz yüksek, coşkumuz coşkun, yeni yıl geliyorken hiçbir şey olmamış gibi mi duracağız? Hayır, asla. 
Nasıl ve ne zaman başladı bilmem ama sonuçta yeni yılı karşılama kültürü kültürümüzün bir parçası. Kimin ne yaptığı beni ilgilendirmiyor. Asıl konu pazarlama ve tüketim. 
- Yıl sonuna özel görülmemiş fırsat
- Yeni yıla girmeden bize bir uğrayın
- Sevginizi yeni yılda bizimle taçlandırın...
tarzı uzayıp giden bir liste. Yeni bir yıla geçiş pazarlamanın şahı, tüketimin divası, bahanelerin kallavisi. Bize zaten bahane olsun yeter. "İndirimden almak" bir his, bir araç, bir ışık. "Sale" kadar çekici bir yazı yok artık. 
Firma için en kolay yol zaten özel gün pazarlaması. Müşteri hazır, zaten gelecek, bir de ufak tefek indirimler, çam sakızı hediyeler, janjanlı kağıtlarla süslenen vitrinler de hazırlandı mı, satışlar artsın da artsın. Kim ne derse desin bir dayatmanın kurbanıyız, tüm sektörler için geçerli bu. Mesela yılbaşı alışverişini World ile yapanlar 2013'te ödemeye başlayacak. Vatan Bilgisayar Eros kolye veriyordu, kıyafetlerin hepsi indirimdeydi ama asıl indirim kapıda, internet alışverişlerinin kiminde kargo bedavaydı v.s. v.s..
Değişen tek şey takvimler oldu dünden bu güne. Dün gece tam olarak neyi kutladık bilmiyorum. Şarkıcı olsam ohh ne güzel para kazandım der onu kutlardım herhalde. Ya da mekanım olsa. Aaa milli piyangoyu da unutmayalım.. 
Her gelen yıla onlarca umut binlerce beklenti yüklüyoruz. Halbuki umut içimizde. Her doğan günle birlikte..
Merhaba 2013.
(Önceki blogumdan aktarılmıştır. (2013-01-02 01:42:00) http://seymaustun.blogcu.com/canlar-kimin-icin-caliyor/13317119 )

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Tweet Siliyorlar!

31 Mart gecesi saatleri ileri aldık malum. Twitter'da geyikler dönerken, faydalı tweetler de atılmıyor değildi. NTV de bunu yapmak istedi. Sadece hatırlatmaktı niyeti. "Saatlerinizi geri almayı unutmayın" yazdı. Olabilir. Sonuçta bir insan sosyal medya sorumlusu. Şaşırabilir. Ama ne oldu, tweeti sildi. Olması gerektiği gibi yazdı. Demem o ki, silmeyeydi iyiydi. Onlarca alternatif cümle ile durumu kurtarabilirdi. Esprili bir dille toparlayabilirdi. Sanırım panik yaptı. Eli ayağına dolaştı. Sil tuşuna sarıldı. Napalım. Oldu bir kere. Takipçiden kaçmaz. Daha ne diyeyim.

Unvan Delisi

Başlık unvan delisi çünkü durumun en net ifadesi bu. Twitter hesabında herkes CEO. İşin ilginci gerçekten bir şeyler yapanların, küçük ya da büyük kendi işini başarıyla yürütenlerin tevazusu. Kurucu kelimesi bile yok çoğunda. Peki hiç kimseyken hatta çabalamazken kendine unvan yakıştırmak niye? Ben bunu gerçekten anlayamıyorum. 1. sınıftan, mezun olana kadar Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini sayısal olmayan her derste neredeyse gördük, görmediysek değindik. 5 kategoride olan bu ihtiyaçlar tamamlandıkça bir üst seviyedeki ihtiyacı tatmin etme arayışına girmek olarak açıklayabilirim kendimce. 1. Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım) 2. Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği) 3. Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık) 4. Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı) 5. Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erd...

İş Aşkı

Mezuniyet kapıya dayanınca hep aynı soru yağmur gibi yağıyor etraftan: " eee ne yapacaksın, iş başvurusunda bulundun mu hiç?", "işletme mezunları ne yapar ki? bak falanca banka girdi pek rahat.", "aa pazarlama mı, arabayla gezcen mi de kız işi mi o?"... böyle uzayan bir liste, sanki bizim içimizde fırtınalar kopmuyormuş gibi, dış sesler olmadan diplomayı alıp evin duvarına asma planları yapıyormuşuz gibi baskı hep baskı. Mahalle baskısı işte alın size.  Tabii ki hepimizin hayalleri var, kariyer yapmak istediğimiz alanlar var. Tabii ki kendi paramızı kazanıp, hayat standardımızı ve statümüzü yükseltmek istiyoruz. Maslov'un hiyerarşisinin tepesinde hepimizin gözü, itiraz etmeye gerek yok.  Bu konuya nereden geldim onu açıklayayım. Son 4 finalim kalmasıyla alakası yok tabii ki(!). Bu gün alttan dersim maliyet muhasebesinin sınavı vardı, bir de sosyal medyada pazarlama raporumun teslimi. Pazartesiden beri boşum. Maliyete tek gün ayırdım, kalan gü...